3 Ocak 2016 Pazar

ELLEN MARIE WISEMAN || ARDIMDA KALANLAR


"Ama kimse beni dinlemiyor. Hayatımın özü bu."

Hiç böyle pembe pembe durduğuna bakıp içinden bir aşk hikayesi çıkacak sanmayın. 

Sizi sarıp sarmalayacak sıcak bir aşk hikayesi yerine içinde insanın içini sızlatan meğer iki yaşam varmış. 

İki farklı zamanda yaşayan iki farklı kadının yaşadığı zorlukları, çaresizlikleri, var olma mücadelelerini anlatan yürek burkan bir roman.

Hiçbir deliliği olmadığı halde ailesi tarafından akıl hastanesine kapatılan 'kendinde olanı ispat etmeye' çalışan Clara ile geçmişinin geleceğini şekillendirmesine izin vermemeye çalışan Izzy'in hikayesi...


Kitabın son bölümünde yazar ile yapılmış kısa bir röportaj var, onu okuduktan sonra internette küçük bir araştırma yaptım.

1869 yılında New York'un Willard bölgesinde kurulan Willard Psikiyatri Merkezi, kapatıldığı 1995 yılına kadar 116 boyunca 54 bin hastaya ev sahipliği yapmış. Buraya kadar her şey her ne kadar normal gibi gözükse de insanı dehşete düşüren kısım şu ki; hastaneye yatan hastalardan hiçbirinin taburcu olmaması!! Bir diğer dehşet verici nokta ise hastaneye yatırılan hastaların hepsinin aklı başında kadınlardaki oluşması. 

1900'lü yılların başında akıllarını yitirmedikleri halde akıl hastanesine kapatılan bu kadınların tek suçu ailelerine ya da kocalarına karşı gelmek. Tedavi kisvesi altında bu kadınlar yıllarca iğnelerle uyutulmuş, elektro şok uygulanmış, bir kısmı hizmetçi olarak çalıştırılmış, bir kısmı doktorların taciz ve tecavüzüne maruz bırakılmış. Buz banyoları, zorunlu sterilizasyon yani kısırlaştırılma, aç bırakılma, pislik içinde yaşama gibi insanın aklını almayacağı birçok hem fiziksel hem psikolojik işkencelere yıllarca maruz kalarak yaşamlarını orada tamamlamışlar. 

İşte yakın bir zamanda Willard Akıl Hastanesi'nin çatı katında hastalara ait 400 valiz bulunmuş ve bunlar Willard Valiz Sergisi adı altında sergilenmiş. 

Yazar Ellen Marie Wiseman bu haber ve fotoğraflardan etkilenerek Ardımda Kalanlar'ı kurgulamış. 

Susturulmuş, aşağılanmış, varken yok edilmiş nice kadının sessiz çığlığı yıllar sonra 400 valiz olarak gözlerimizin önüne kondu. 

http://www.suitcaseexhibit.org/index.php?section=about&subsection=project sitesinden daha detaylı bilgi ve fotoğraflara ulaşabilirsiniz.

2 yorum:

  1. Çok farklı geldi kitabın konusu. İlk fırsatta okuyacağım. Böyle arkasında ayrı bir hikaye daha yatan kitapları oldukça seviyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akıl hastanesinde geçen bir hikaye. Kendini ispat etmeye çalışıyorsun ama kimse dinlemiyor.

      Sil