19 Aralık 2015 Cumartesi

BUKET UZUNER || KUMRAL ADA MAVİ TUNA



"Sen hiç kimsenin olamayacağı kadar çok şeyimsin benim… yüreğimde sana ayrılan yer herkesinkinden büyük. yalnızca bir arkadaş, bir kan kardeş, bir sırdaş, bir çok yakın dost değil, bir büyük sevgisin sen… yanında sonsuz şımarabileceğim ve hala kaybetmekten kormayacağım tek kişi… yani biraz annem, biraz babam, hatta hiç görmediğim dedem, belki hiç doğmayacak oğlum… sonra daimi hayranım ve tabi dokunulmamış sevgilim… sen benim masumiyetimsin Tuna.. Benim en yakınımsın! Aslında belki öbür yarımsın..."


Kumral Ada Mavi Tuna...

Öyle güzel bir roman ki...

Nerden başlasam nasıl anlatsam.


Bir aşk hikayesi mi?

Denilebilir.

Dostluk mu?

Olabilir.

Aile hikayesi mi?

Bir nevi.

Azınlıklardan bahseder mi?

Farklı kültürle birlikte yaşamanın zenginliği anlatılır mı?

Satır aralarında, evet. 

Toplumsal iç savaş mı yoksa kişinin kendi iç savaşı mı? Sorgulanır mı?

Evet, her satırında hissedersin.

Özlediğin mahalle sıcaklığında mı geçer hikaye?

Kesinlikle.

Bir kere okunup rafa kaldırılıp unutulacak bir kitap mıdır?

Kesinlikle hayır.


Hatta hayatının kitabı olur.


Kendini bulduğun bir Tuna olursun, olmayı düşlediğin Ada. Ya da tam tersi. Peki ya Aras ve Meriç? Onlar zaten hep etrafımızdalar, değil mi?


Kalkıp Kuzguncuk'a gitmek istersen, birazdan Ada, Mabel'ine seslenecekmiş gibi hissedersin. Ya da sokakları bir denize bir kitapçılara çıkan Kadıköy'deki o pastaneye gitmek istersin, Kup Griye söyleyip Ada'ya, Mabel'e, Aras'a selam çakarsın. 



"Kendi inşa ettiğimiz hapishanelerde yaşıyoruz. Adına ev, aile, akrabalar, töreler diyerek... Sonra duvarların arasında boğulup, çıldırıyor; ama yıkılmasın diye hayatımızı uğruna siper ediyoruz."


Bir gün bir iç savaş çıkmıştı. Bu iç savaş hem ülkede hem de Tuna'nın kalbindeydi. Tuna iç savaşın gerçek yüzü ile karşılaştığında yaşayacağı  hayal kırıklığından kaçmak istercesine kendini bir karabasanda olduğuna inandırdı. O uyanacak ve her şey bitecekti. 


Tuna'nın kendi iç savaşına paralel ilerleyen gerçek mi hayal mi olduğu anlaşılamayan, sözlük anlamı ile iç savaşa yapılan göndermeler ve bu bağlamda kurulan metaforik bağ edebi açıdan gerçekten tatminkar bir iş çıkartmış. 


Tabii bu karabasanlar biraz daha kısa tutulsa daha iyi olurdu:)


"Sanmak ile olmak arasındaki uçurumdan hep nefret ettim! Sanmak, içinde umutlar, düşler ve heyecanlar vaat eden çok boyutlu bir kavramken, olmak gerçeğin sert, kalın, köşeli ve katı üç boyutunu taşır yalnızca..."




Yazarın kitaptaki en büyük başarısı hikayeyi yalnız okutması değil, hissettirmesi. Okurken hikayenin dışında kalman imkansız. O sokaklarda dolaşıyorsun, o bahçenin bir köşesinde durup izliyorsun Mabel ile Ada'yı, kahkahaların tını farkını bile duyabiliyorsun. 


Karakter ve psikolojik analizler açısından oldukça etkileyiciydi. 


Hissedilen bazı şeyleri öyle iyi ifade etmiş ki, daha iyi nasıl anlatılabilirdi diyorsunuz.



Şu küçük ayrıntıyı unutmadan söyleyeyim. Ada'nın ailesi aslında hepimizin tanıdığı çok ünlü bir aile. Anne Çolpan İlhan, baba Sadri Alışık ve dayı Atilla İlhan... Zaten "kumral Ada" Atilla İlhan'ın bir şiirinden alıntı:) Kitapta elbette karakterler başka isimlerle yer alıyor.


   *********


Bu kitap insanda Ada olma isteği uyandırıp, Aras'ın converselerini omzuna attığı zamanda dursun istiyor.


Benim gibi geç kalanlardansanız eğer, hemen bu kitabı edinin ve bu harika çocuklarla, bu olanğanüstü hikaye ile tanışın.


Kimbilir belki bir gün...

Kuzguncuk sokaklarında dolaşırken ya da Baylan'da Kup Griye yerken ya da artık çantamızda taşıdığımız Mabel sakızlarını birbirimizde gördüğümüzde gizli gizli gülümseriz.


Kimseler anlamaz ama biz biliriz.


"Onu ilk kez gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim. Bu tıpkı, bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak, sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu. Onu ilk gördüğümde bundan böyle artık benim için çok önemli olacağını sezmiş ve ürkmüştüm. O andan başlayarak yaşantım değişecek, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı."

2 yorum:

  1. Bu kitabı merak ediyorum ancak hala okuma fırsatım olmamıştı. Ancak yorumunu okuyunca bir an önce okumalıyım dedim. Teşekkürler :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen okumanızı tavsiye ederim, ben cok gec kalmışım. Açıkça söyleyebilirim ki 2015'te okuduğum en iyi kitaptı:)

      Sil