7 Ocak 2015 Çarşamba

Hani gelsen..

Yine günlerden çok yalnız olduğum bir gündü. Oturmuş, sana asla okumayacağım mektuplarımdan birini daha yazıyordum. 

Öyle bir boşluk sarmış ki içimi, sanki hiç bitmeyecekmiş gibi bir his.. Kitaba, kaleme sarıldım yine, içimdeki o sesi susturmak için.. Sonra kedim Makbule mırnak mırnak geldi yanıma, sokuldu.. 
Sanki ne hissettiğimi anlamış da, "her şey geçecek, üzülme" der gibi.. Öyle samimi.. Isındı içim o an.. 
Havalar soğudu ya, sen bilmezsin ama ben çok üşürüm. 

Hani gelsen diyorum, iyi olur.. İyi olurdu.. Sarılır, ısınırdım, ısınırdık.. Yağmur yağar, battaniye altına kaçar, kitap okur, uyurduk.. Yağmurun dinmesine de gerek yok, ne zaman istersen o zaman uyanırız.. Uyanırdık.. Yaralarımı öpersin, hepsi geçecek dersin.. Ben çayı sevmem ya ama bak sen istersen çay da içeriz.. 
Sabah kahvaltı hazırlarım, akşamına dünyayı kurtarırız, rakı şişesinde balık olup kaybettiğimiz tüm eski dostlara kadeh kaldırırız. Son kadeh onlar için olur.. 
Anason kokar etraf, uzaktan bir kemanın sesi gelir, her yer mavi olur bir anda.. 
Ben seni daha çok severim, sen bana öyle güzel bakarsın... 
Öyle güzel bakarsın ki, zaman durur..
Öyle ki...
bu şehre huzur gelir..

1 yorum:

  1. Sevgili amelie,şu anda ayrıcalı bir durumda olduğumuzu söyleyemem.Köhne hayatlardan birkaç kopya çıkartabilirdik,sizde kabul edersinizki bayatlamış birkaç kişiliğin son anda uyanması gibi hiç olmazsa bir kaç sayfaya göz atabiliriz.Kara perdelerimizin aralıklarından hiçbir hikayeyi incelemeden, ön yargılarımızın istasyonlarından elden düşme ruhlara kalıyordu yaşamlarımız.Satamadığımız hikayelerimizi kimselere veremezdik,bizi dikkatle dinleyecek olanlara gidip drama sahnelerinden birkaç kurguyla ancak kendimizi yüceltebilirdik.Bence durum gittikçe kötüye gidiyor,elimize aldığımız her hikaye, su gibi avuçlarımızdan yere kayıp kayboluyordu.Doymak bilmeyen hayatlarımızda geçici bir tüzük eşliğinde, gecenin yarısında titreyerek uyanmak lütufmuydu.Ve bu durum gittikçe daha karmaşık bir hal almaya başlıyordu.Sevgili amelie,hiç karşılaşmadığımız insanlara hikayeler yazıyor onlarla bütünleşip kendi iç dünyamızda bir başka dünya yaratıyorduk.Anlayışsız ve cahil hastalıklı insanlara, sürekli bulanmış düşüncelerde güncel maceralar ortaya çıkartıyorduk.Zor olan aslında asılsız birkaç düşüncenin eyleme dönüşmesiydi.Kendimize yeni hayatlar kuramazdık,çember genişledikçe seçenekler bir süre sonra sınırlara mahkum oluyordu.Geçen hafta yanından geçerken kalabalıkların, çığlıklarını yüzlerindeki mutsuzluktan duymak inan içimi acıtmıştı.Gece yürüyüşlerinde farklı sokaklara sapmak, ve değişik apartımanlar görmek belkide en büyük mutluluğumdu.Büyük hayallerim asla olmadı amelie,sürekli bir denklemde ve teraziyle eş değer biçimde bir çizgide yürümeye çalıştım.Başarısızlığımın dürüst olmamdan kaynaklandığını söylemek gerçekten aptallıktan başka bir şey değil.Gerçekte bir gerçeklilik gözetmeden ayaklarımın yerden kesildiğini ömrümde bir kere hissettim.Hayatımın en güzel ve en anlamlı bir buçuk yılını bir sabah uyandığımda sıkıldım cümlesine kurban verdim.Amelia,hayat çok kısa olduğu kadar yaşadıklarınızla beraber çokta uzundur.Hayatlarımız bir tiyatro sahnesinin asla değişmeyen senaryosu gibi,isimler ve yerler değişiyor amelie,ama asla senaryo değişmiyor.Sevgili amelie,bu size ilk mektubum.Sizinde bana yazacağınızı umarak size yazıyorum.
    Hoşçakalın amelie görüşmek üzere..hoşçakalın…
    Mektup arkadaşı arıyorum,sizede uygunsa beni bulun faceden.Kirli Paspas

    YanıtlaSil