14 Ağustos 2014 Perşembe

Rakı Balık Ayvalık -)



Ülke gündemi mi desek, Fenerbahçe gündemi mi desek, kendi gündemim mi desek... Üçünü topla, çarp eşitle hepsinden kaçtım, attım kendimi Ege'ye..

Geldim,  Ege'nin küçük tatil beldesi Ayvalık'a.. 


Şimdi normalde burada Ayvalık'ı çevreleyen kuş bakışı bir fotoğraf olmalı lakin ben bir fotoğrafçı olmadığım ve profesyonel bir makinam olmadığım için bu fotoğraf ile idare edeceksiniz.. İphone 5s ile bu kadar oluyor...

Ayvalık; görülmesi gereken yerlerin çeşitliliği, etkileyici atmosferi, sahil şeridinin uzunluğu, denizinin güzelliği ve taş evlerle dolu sokakları ile cazip bir tatil beldesi haline gelmiş.


Kimine göre geniş kimine göre dağınık (bana göre dağınık) bir alana yayılan Ayvalık, birçok koy, ada ve yarımadalardan oluşur. Şehir merkezinin dışında bir ucunda Cunda Adası diğer ucunda Sarımsaklı bulunuyor. 

Sizi baymadan kısa bir tarihçesinden bahsedeyim... Ayvalık; ilkçağda sırayla Misya, Hitit, Frig, Lidya, Ortaçağda Roma ve Yunan, 15. yüzyıldan itibaren de Türk egemenliğine girmiştir. Antik çağda yabani ayva anlamına gelen kentin "KİDONİA" olan adı bugünkü "AYVALIK" adıyla eşanlamlıdır.

Kentte yaşayan Rumlar'ın 1821 Yunan Ayaklanmasına katılmasıyla ilçenin büyük bir kısmı boşaltılmış, daha sonra dönmelerine izin verilmekle beraber kentin eski canlılığına kavuşması mümkün olmamış. 29 Mayıs 1919'da Yunan kuvvetleri tarafından İngilizlerin desteğiyle işgal edilen Ayvalık'ta Kurtuluş Savaşı'mızın Ayvalık Cephesini kuran Yarbay Ali Bey düşmana ilk kurşunu sıkmıştır. Lozan Antlaşmasına göre kentte yaşayan Rumlar Yunanistan'a göç etmiş, yerlerine Midilli, Girit, Makedonya'dan gelen Türkler yerleştirilmiştir.

Bu kadar tarih bilgisi sanırım hepimize yeter.. 

Ayvalık'ta ilk gün ki duraklarım... 

Sarımsaklı Plajı ve Şeytan Sofrası...

Sarımsaklı...

Ülkenin en eski kumsallarından biri olan Sarımsaklı adını bölgedeki sarımsaklı taş ocaklarından almış. Plajda konuştuğum oranın yerlisi olan bir amcanın dediğine göre; toplam uzunluğu kesintisiz 5km olan plajın Türkiye'de bir benzeri yokmuş... Hakikaten bir baştan bir başa.. İçinde birbirinin benzeri tam 22 plaj bulunuyor. 

Kumu; Türkiye'nin değil dünyanın en mükemmel kumu özelliklerini taşıdığı için Dünya Sağlık Örgütü tarafından belgelenmiş. 

Denize gelirsek...



İşte bu gördüğünüz pırıl pırıl deniz Sarımsaklı'nın denizi...-)) Denize girerken istersen kilometrelerce gitsen bile boyunu geçmeyen ancak zaman zaman derinleşen ama genelde hep dizinde kalan bir deniz.. Ayvalık'a uğrayacaksanız muhakkak Sarımsaklı'da denize girin derim ben...

İkinci durağım Şeytan Sofrası...


Görür görmez ilk dediğim; dedikleri kadar varmış... -))) Önce kısa bir bilgi sonra fotoğraflar...

Sönmüş bir volkandan arda kalan lav birikintileriyle oluşmuş tepeden Ayvalık'ın tüm doğal güzelliğini, koylarını adalarını görmek için Şeytan Sofrası'na çıkmanız gerekiyor. Özellikle güneş batışını Şeytan Sofrası'ndan seyredin. 
Burda kayaların arasında büyükçe bir ayakizi şeklinde bir çukur var, bunun şeytanın ayak izi olduğuna inanılmış. Mekan itibarıyla da şeytanın çıkıp yemek yediği bir yer olduğşeklinde batıl inanç oluşmuş. Halk ve turistler madeni para atarak dilek diliyor.. Ben de geri kalmadım, attım, dilekler dilendi. 

2006 yılında çıkan orman yangınında 300 hektar çamlık alan zarar görmüş.

Şeytan Sofrası 360 derecelik manzarasıyla kesinlikle görülmesi gereken bir yer. 


                                 





İşte ben sizi bugün böyle bir yerden sevgilerimi ve selamlarımı yolluyorum...-)

İlk günden bu kadar... Yarım sıra Cunda Adası'nda...
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder