Bir erkek , iki kadın...
Kadınlardan biri adamla evli...
Birkaç ay önce de kadınla erkek çok
mutlu oldukları bir haber aldılar...
Bebekleri olacaktı...
Kadın sevinçten uçtu , kocasına
nasıl söylemesi gerektiğini düşündü... Habire plan değiştirdi... En güzel, en
özel şekilde ona bu güzel haberi vermeliydi... Ki öyle de oldu, olmuş..
Erkek ondan daha çok sevindi..
Arkadaşlarına "artık bir aile oluyoruz" dedi... Bir dönemin en
hızlısı artık evlenmiş, çoluk çocuğa karışıyordu... Kim derdi ki? Herkes şaştı
kaldı...
Günler haftaları kovaladı, haftalar
ayları...
Kadın 6 aylık hamileyken, sevdiği
adam onu Amerika'ya gönderdi... Yarının ne getireceği bilinmediği için
çocuklarının geleceğini bir şekilde garantiye almak istiyordu heral.
Erkek, eşi ile birlikte Amerika'ya uçtu...Onu, eşinin annesi ile birlikte Michigan’a
yerleştirdi.. Birkaç gün onunla kaldıktan sonra işinin başına dönmesi gerektiğinden
Türkiye'ye geri döndü...
Erkek , gündüzleri işindeydi... Zaten çok
yoğun çalışıyordu... Yorgun argın evine gelip , birşeyler atıştırıp sonra
yatıyordu... Ama zamanla sıkılmaya başladı... Yalnızlığı sevmiyordu... Zaten
yalnızlığı hiç sevmezdi..
Günler, yalnız geceleri
kovaladı... Geceler, onu uyutmadı... Yavaş yavaş arkadaşlarıyla gece çıkmaya
başladı... Birgün alyansını parmağından çıkarttı ve "Zeynep dönene kadar ben artık
bekarım" dedi...
--------------
Pelin'in iki arkadaşıyla ortak bir
şirketleri vardı... İşleri çok iyi gidiyordu , krize rağmen kazançları
iyiydi... İşi, kızın tüm yaşamını oluşturuyordu... Gencecik yaşında hayata
atılmak zorunda kalmış, hayatın zorlu basamaklarında tek başına çıkmak zorunda
kalmıştı... Yaşam ona pek iyi koşullar hazırlamamıştı ama basamaklardan çok da zor
çıkmamıştı...
Bütün zamanını işi alıyordu... Aşka
yer yoktu hayatında... Kısa süreli ilişkiler yaşıyor , işinden mi yoksa başka
nedenlerden mi hiçbir ilişkisini uzun süre yaşayamıyordu... Hep
hayalkırıklıkları onu buluyordu... Uzun soluklu bir aşk istiyordu... Ama hep
uzağına düşüyordu...
Gecelerden bir gece beklentisinin
gerçeğe dönüştüğü hissetti...
...............
Yalnızlığı sevmeyen ve bir türlü
yalnızlıkla yaşamayı bilmeyen bir adamla , hayatında işinden başka bir şey
olmayan, aşka, inceliklere hasret bir kadının yolları bir gece bir klüpte
karşılaştı...
Erkek, yalnızlığını unuttu
kadının gülüşleriyle, sıcaklığıyla...
Kadın, aşka hasret yüreğine su serpti erkeğin
sohbetiyle , ilgisiyle...
Erkek bekardı, kadın öyle sandı...
Günlerce
görüştüler... Günler dar geldi, gecelere kaydı sohbetleri, gezmeleri... Pelin, birlikte olduğu adamın evli olduğunu hala bilmiyordu... Hele bir bebeği
olacağını hiç... Pelin, her ne kadar kendini kaptırmadığını söylese bile bazen işinden
bile kaçıyordu adamla buluşmak için...
Erkek, "aramızda ciddi birşey yok , olamaz, kestirip atacağım " dese de kızla
görüşmeye devam ediyordu... Arkadaşları ona
"artık bitir bu işi, birine yakalanacaksın" derken o; her zaman
karısını sevdiğini ve onu kaybedemeyeceğini söylüyordu...
Zamanla erkeğin
içindeki huzursuzluk arttı... Pelin'in ise adama olan aşkı...
Erkek
artık eskisi gibi aramıyor , onunla dışarı çıkmıyordu...Vicdanına mı yenilmişti,
yakalanma korkusu mu gelmişti , karısını mı özlemişti ya da karısının
çocuklarını doğurmak için taa dünyanın öbür ucuna gittiğini mi farketmişti ?
Cevap hangisi bilinmez ama artık o, Pelin'i aramaz olmuştu...
Ve doğumun da
yaklaşmasını fırsat bilerek , Zeynep'e verdiği sözden daha erken Amerika'ya
uçtu... Dört hafta Zeynep ile hasret giderip , bebeğinin doğumuna birebir tanık
olup, bir ay önce ülkeye geri döndü...
Bir hafta sonra
havalimanında karısını ve kızını karşılayıp, üçü birlikte evlerine
döndüler...
Bu arada Pelin'i arayıp , bir daha görüşmeyeceklerini kesin ve kırıcı
olmayan bir ses tonuyla belirtti... İkisinin de birbirlerinin hayatından
çıkmalarının en doğru karar olduğunu ekleyerek...
Telefonun ardından erkek bebek odasına gitti... Zeynep'i , oğullarını uyuturken buldu... Zeynep'i
izledi bir süre...
Yedi ay peşinden koştuğu , özlediği için altı saatlik yoldan
geri dönerek İzmir'e gittiği , hiç sevmediği halde sırf Zeynep seviyor diye
Teoman'ın konserine giden , sevgililer gününde çikolatadan güller yaptırdığı ama
herşeyden öte canından can bir meleği ona gökyüzünden getiren kadın karşısında duran kadındı... Ömrünün sonuna
kadar onunla olmak istediğini anladı... Ve bir daha da hatalar yapmayacağına dair
kendine söz verdi...
Ardından Zeynep'e
gidip , sarıldı... Bir oğullarına, bir Zeynep'e baktı ve "herşey şimdi yerli yerinde , biz bir
aileyiz " dedi..
Pelin, kalp
kırıklıklarına bir yenisini daha eklemiş olarak yağmurun altında saatlerce
yürüdü... Adamın hayatında gelip geçici biri olduğunu , kendini bir macera
olarak gördüğünü anladı... Bir kez daha kırıldı, bir kez daha yıkıldı... O, bunları haketmemişti... Nerde hata yaptığını sordu
kendine... Ama cevabı bulamadı.. Cevabı yoktu zaten..
Pelin sadece hikayenin tamamını bilmiyordu... O, ona anlatılan kadarını bildiği için hatayı kendinde aradı...
Oysa cevap basitti...
Erkek bekar değildi...
Kadın bunu bilmiyordu....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder