24 Eylül 2015 Perşembe

JAN PHILIP SENDKER || HER KALP KENDI ŞARKISINI SÖYLER


Bir bayram gününde yine bir kitap yorumu ile sizlerle başbaşayız sevgili beni okuyanlarım-)

Her Kalp Kendi Şarkısını Söyler isminden etkilenerek aldığım bir kitaptı. Gel zaman git zaman kendisini okumaya yeni fırsat bulabildim.

Yazar Jan Philipp Sendker'i ilk kez duydum ve okuduğum ilk kitabı oldu. Bir daha dener miyim, bilemedim.

Üniversiteden mezun olduğunun ertesi günü ortadan kaybolan babasının kaybının üzerinden dört yıl geçmiştir. Annesi bir gün tesadüfen eski eşyaların içinde bir mektup bulur. Julia da o mektubun peşinden New York'tan Burma'ya gider. Hem babasını aramaya, hem de mektupta bahsedilen Mi Mi adındaki kadının gizemini çözmeye... Hikayemiz işte böyle başlıyor.



Gereksiz detaylar açıkçası çok fazlaydı, çok fazla oluşu yetmezmiş gibi bir de uzun uzun anlatılmış. Bu yüzden okurken sıkıldım. Okusam da bir an evvel bitse diye baktım. 

Kitap üçüncü bölüm olan son bölümde hareketlendi. Sürükleyici, akıcı ve merak uyandırıcıydı. Son 120 sayfayı bir çırpıda okudum.

Tin Win ve Mi Mi arasındaki o masum güçlü sevgi bana çok samimi geldi. Okurken beni gülümsetti, imrendirdi.

Bedenlerindeki noksanlıkları, ruhlarındaki sevgi ile aşan Mi Mi ve Tin Win'in sıradışı hayatları insanı etkiliyor.

Fiziksel engellerin insanların hayatı nasıl etkilediğine dikkat çekilmesi hoşuma gitti. Yaşanan körlük sebebiyle doğa ve çevre betimlemeleri oldukça başarılıydı. O kadar ki; gözlerinizi kapattığınızda sesleri duymaya başlayabilirsiniz. Hissedebilirsiniz. En çok bu kısmını sevdim diyebilirim.

Kimilerine göre sürpriz son denilebilir ama benim tahmin ettiğim bir finaldi, şaşırmadım. 

Kitap hakkında mistik, tuhaf, güzel, samimi, ilginç, duygusal... gibi birçok şey söylenebilir ama dediğim gibi okurken keyif almadım. Uzatılmış detaylandırmalar beni sıktı.

Yine de siz bilirsiniz-) Okumuş olanların yorumlarını merak ediyorum, paylaşırsanız sevinirim.

Sevgiyi iliklerimizde hissedeceğimiz bol okumalı bir bayram dilerim!

"İnsanı güzel ya da çirkin yapan burnunun büyüklüğü, teninin rengi, dudaklarının ya da gözlerinin şekli değildir... Sevgidir... Bizi sevgi güzelleştirir..."



"Bizi kör, sağır eden hiddettir, ya da korku. Kıskançlıktır. Güvensizliktir. Korktuğunda, öfkelendiğinde dünya kasılır, şirazesinden çıkar. Hem bizim için, hem de gözleriyle görenler için."


Hamiş: İtalik olanlar kitaptan alıntıdır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder