HALİT KAKINÇ || STRUMA

• 
  

  

  
  

  Ilk kez Zülfü Livaneli'nin Serenad kitabında duymuştum Struma'yı. Ilk kez orada tanışmıştım ülkemin başka bir acısı ile. Sonra daha çok merak ettim. Daha çok öğrenmek istedim. Halit Kakınç'ın 9 yıllık araştırması olan Struma kitabını görünce hemen sipariş ettim. Başladım okumaya...

  
  

  Struma; II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası’ndan kaçan 770 Romanyalı Yahudi'yi Filistin'e götürmek üzere Romanya'nın Köstence limanından kalkan Panama bandırallı bir Bulgar gemisi. Gemi motor arızası nedeni ile Sarayburnu açıklarına demir atıyor. Almanya ve İngiltere’nin baskıları ile gemiden kimsenin ayrılmasına izin verilmiyor. Türk hükümeti baskılar sonucu gemiyi Şile açıklarına kadar götürüyor. 770 yolcu 72 gün boyunca çözülemeyen diplomatik kriz nedeniyle büyük sıkıntılar yaşıyor. Daha sonra bir gece bir patlama ile batan ve 769 kişiye mezar olan gemi daha sonra açıklanan belgeler sonucu Rus denizaltısı tarafından batırıldığı ortaya çıkıyor. 
  
  

  Motorsuz ve savunmasız bir gemi durumunda olan Struma’nın kaderine terkedilişini, 769 insanın göz göre göre ölüme sürüklenişini okudukça içiniz parçalanacak ve dönemin acımasız politikalarına dehşete düşeceksiniz.
  
  Almanların baskısıyla gemidekiler kıyıya çıkarılmazken, İngilizler de geminin Filistin’e gitmesini engelliyor. 

  
  

  Oysa insanlar sadece Yahudi olduklarını saklamadan özgür, mutlu ve huzurlu bir yaşam istemişler. Umuda yolculuk onların mezarı oluyor.

  
  
  Yazar Halit Kakınç, Struma'yı sırf yabancı kaynaklara dayanarak yazdığı için tüm suçu Türk hükümetine atıyor. 

   
  Bence Türkiye'nin bu insanlara yardım edecek gücü yoktu ama anlaşılıyor ki böyle bir niyeti de yokmuş.
  
  769 kişinin ölümünden o günün Alman, İngiliz, Rus ve Türk hükümetleri sorumludur. 

  
  

  Tavsiyemdir. Okuyunuz. Öğreniniz.