26 Temmuz 2014 Cumartesi

SİNEMA || Bİ KÜÇÜK EYLÜL MESELESİ

Bİ KÜÇÜK EYLÜL MESELESİ


   İnsan bir mucizeyi nasıl bir daha tekrarlar?



Hani bazı kitaplar vardır, okuduktan sonra "keşke daha önce okusaydım" dediğimiz.. 
Ya da bazı insanlar vardır, tanıdıktan sonra "keşke seni yıllar önce tanısaydım" dediğimiz..
Bazı filmler de vardır, izledikten sonra "keşke daha önce izleseydim" dediğimiz..
İşte Bi Küçük Eylül Meselesi öyle bir şey..
En azından benim için öyle oldu...
Niye bu kadar geç kaldım diye hayıflandığım..

Kısaca konudan bahsedecek olursam şayet..

          "Bugün kendi filmimde başrol oynar gibi hissediyorum kendimi... Jenerikler akıyor, ben yeni                 hayatıma başlıyorum..." 

İşte film bu sözlerle başlıyor..

Filmin esas kızı Eylül hiçbir şeyi takmayan, "aşık olmam için fazla neşeliyim ben" diyen tam metropollü genç bir kadındır. Geçirdiği trafik kazası sonucu hafızasını kaybeder ve son bir ayını hatırlamamaktadır. Kendine geldiğinde her ne kadar ailesi, sevgilisi, en yakın arkadaşı herşeyin yolunda olduğunu söylese de yolunda gitmeyen birşeyler vardır... 

Eylül'ün en son hatırladığı Bozcaada'ya gittiğidir.. Eylül'ü yeniden Bozcaada'ya geri çağıran bazı şeyler vardır.. Birçok şeyi yavaş yavaş hatırlarken, beyni son bir ayı hatırlamaması için ona adeta oyunlar oynar ama Bozcaada'ya gittiğinde düğümler yavaş yavaş çözülür.. İşte orada yeni bir hikaye başlar.

Onu geri çağıran aşk mıydı? Yırtık pırtık boyalı giysileriyle taban tabana zıt olan Tekin miydi?Yoksa bir türlü anlamdıramadığı hisleri mi?
Son 1 ayda neler yaşanmıştı?
İşte tüm bunları Eylül'ün gözünden görüyoruz.. Daha doğrusu Tek'in Eylül'e bir aylarını hatırlatma çabası..

                            Ne olur hatırla beni, çünkü o anılar sadece senin değil... 




Öncelikle kurgusunun şahane olduğunu söyleyeyim. Romantik komedi gibi başlayan metropol şehirde metropol hayatların anlatıldığı Istanbuldan, Bozcaada'ya uzanan naif bir öykü.. Sıcacık, samimi, farklı, aklınıza gelmeyecek ilerlemeler ve sürpriz final.. 

Kısa tutulan sahne süreleri ile geçişlerin, flashbacklerin gözümüze barmaması tam tersine damağınızda bir tat bırakıyor... 

Öyle bir aşk anlatılmış ki hani hiçbir zaman birbirleriyle olamayacaklardan.. Asla birbirine değmeyecek hayatlar vardır ya işte öyle bir şey Bi Küçük Eylül Meselesi..   ,

Duygusuyla, hüznüyle, müziğiyle, şaşırtmasıyla, içinde kaybolduğum, kendime cümleler seçtiğim Türk Sinemasının standartlarını zorlayan çok güzel bir aşk filmi olmuş... Eğer filmin sonunu birinden duymamışsanız ya da okumamışsanız, tahmin etmeniz olanaksız... Filmin başında başlayan merak duygusu filmin sonuna kadar götürüyor sizi...

Eee, konu güzel aşk güzel oyuncular güzel Bozcaada güzel...
Hala seyretmediyseniz muhakkak izleyin!!

                    Oradan güneşin battığını gören bir daha ölümden korkmazmış


1 yorum: