29 Eylül 2015 Salı

MARKUS ZUSAK || KITAP HIRSIZI



Kitap Hırsızı...
Benim için hem uzun hem kısa bir yolculuktu. 
Ocak ayında Kitap Ağacı'ndan arkadaşlarım Yasemin, Sinem ve Evrim ile birlikte okumaya karar vermiştik. Onlar okudular bitirdiler, ben bıraktım. 
Ne bileyim sıkıcı geldi, hikayenin içine giremedim falan.
Bayramda Instagram'dan İlknur, Kader ve başka kızlar bu kitabı okumaya karar vermişler. Fırsat bu fırsat diyip okuma klübüne kendimi dahil ettim. 
Ve bitti.
Zor oldu ama bitti.

İlk defa bir kitap hakkında neler yazacağımı bilmiyorum. Sanırım ne hissediyorsam onu yazsam en doğru olacak. 



Kitap başta karmaşık geliyor çünkü yazarın alışık olmadığımız bir tarzı var. 

Ne de olsa daha önce Azrail'in ağzından bir hikaye dinlememiştik.


"İnsanlar benim lanetim."

Okudukça hikayenin içine girdikçe sürükleyici akıcı bir dili var.

Kitabın konusu güzel. Etkileyici. Kalben hissediyorsunuz. Umudu da acıyı da. 

Yazarın en büyük başarısı işte buradaydı. Okuru aktardığı gerçekliğin içine çekip, onun bir parçası yapıyor. Okurken hikayenin dışında kalmanız imkansız.

Roman 1939 kışında bir tren yolculuğu ile başlıyor. Bir kadın 2 çocuğunu evlâtlık vermek üzere yolda iken küçük oğlu ölüyor. Liesel ise Rosa ve Hans Hubermann çiftine evlâtlık veriliyor. Ve hikaye başlıyor.

"Kardeşi kollarında ölmüştü. Annesi onu terk etmişti. Ama her şey bir Yahudi olmaktan daha iyiydi."


Kitap Nazi Almanya'sında yaşayan Liesel adındaki bu küçük kız çocuğunun yaşadıklarını anlatıyor.

Tarih, savaş, dostluk, sevgi, yoksulluk, yoksunluk, acı, fakirlik, trajedi herşey var. 

Ölüm gözüyle hayat hakkında bir kitap mı denilir yoksa savaşın ne kadar yok edici, tüm güzellikleri bitirdiği bir kitap mı? 

Dışarıda savaş olabildiğince devam ederken; sürgünler, ölümler, kitap yakmalar, komşu komşuya zarar vermeler, herşey var. 

Herkes korku içinde yaşıyor. Çocuklar bile çok acımasız. Çocuklar bile.

Kelimelerin gücünü, okumanın, yazmanın kitapların kutsallığını yeniden hatırlatıyor. Hitler'in doğum günü kutlamasında kitap yakma töreni yapılıyor. Tum kitaplar kocaman bir ateş etrafında yakılıyor. 

Gördüğünüz üzere kitaplardan hep korkunulmuş. Hep de korkunulucak. Malum bizde de 'bombadan bile tehlikeli' oldu zamanında(!!)

"Insanlar size Nazi Almanyasının Yahudi düşmanlığı,aşırı fanatik bir lider ve nefretle beslenmiş bağnazlardan oluşan bir ulus üzerine kurulduğunu söyleyebilir fakat Almanlar özellikle bir eylemi çok sevmeseler, bu hiçbir sonuç getirmezdi. Yakmayı!" 

Kusura bakmayın son 70-80 sayfa dağıttı beni. Hala etkisindeyim. Hala. O yüzden toparlayamıyorum kelimeleri. Dağıldım. 

Kitap Hırsızı bana kalırsa yavaş yavaş hissede hissede okunmalı. 

Eğer hala okumadıysanız aciliyetten tavsiyedir. 

Hele şu günlerde savaşı bilgisayar oyunlarından sananlar lütfen okusun.

Yazar bir savaşın insanlar üzerindeki etkilerini, hayatlarını nasıl değiştirdiğini etkili bir şekilde anlatabilmiştir. 

Azrailin dilinden yazılan bu kitabı okurken kendinizi oradaymış gibi hissedeceğinize eminim. 

Şiirsel bir dille yazılmış olan bu kitabı kesinlikle okuyun. Hitler faşizmini de daha iyi anlayacaksınız.. 

Kitap Hırsızı...

Hem tatlı hem acı bir kitap. Liesel kadar tatlı, kitabın anlatıcısı Azrail kadar acı. 

Liesel, Rudy, Hans ve Max ile tanışın.

"Kelimelerden hem nefret ettim hem de onları sevdim ve umarım onları doğru yazmışımdır."  



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder